Pages

Slider

10 Ekim 2016 Pazartesi

Hatırlamak Değil Lanetimiz, Unutamamak! Kadınlar, Filler ve Saireler...


Hatırlamak Değil Lanetimiz, Unutamamak! Kadınlar, Filler ve Saireler...



Ekim ayının gelmesiyle beraber nihayet tiyatro sezonu açıldı. Ülke ve dünya olarak çok zor bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde gündelik hayatın koşuşturmasından ve sıkıcılığından bir nebze olsun uzaklaşmak için güzel bir alan sunuyor tiyatro bize. Bu yüzden hepimizin her zamankinden çok daha ihtiyacı var bu sezon tiyatroya. Çünkü "tiyatro iyidir, iyileştirir." Ben de bu sezon beni en çok heyecanlandıran, prova sürecinden beri takip ettiğim, çok sevdiğim ve örnek aldığım hocamın (Vahide Perçin) oynadığı 6 Ekim akşamı BKM (Beşiktaş Kültür Merkezi)'de prömiyer yapan 'Kadınlar, Filler ve Saireler' oyunuyla sezonu açtım.  




17 Şubat 2016 Çarşamba

Erdal Beşikçioğlu ile Göz Göze Delirmek!

Geçen akşam 'Ölmeden Önce Yapılması Gerekenler' listemden bir maddeyi daha sildim. Yıllarca bilet bulamama öykülerini dinlediğim 'Bir Delinin Hatıra Defteri' oyununu Erdal Beşikçioğlu performansıyla izleyebilen şanslı fanilerden biriyim artık. Gereksiz ve abartı yorumdan kaçınmak amacıyla oyunun biraz ruhumda ve beynimde demlenmesine izin vermek istediğim için yorumumu izler izlemez yazmadım.



Tatbikat Sahnesi'nden kısaca bahsedecek olursam:




14 Şubat 2016 Pazar

Yüzerken Yardığın Su Birleşir Arkanda-Bunu Ben de Yaparım!

Dün akşam Dot Tiyatro'nun Kanyon'daki yeni sahnesinde, yepyeni oyunları 'Bunu Ben De Yaparım' (orjinal ismiyle Nipplejesus)ın prömiyerindeydim. AVM içine yapılan sahneleri bir türlü sevemesem de, Dot Tiyatro sahnesini AVMden çok güzel soyutlamış, modern, ferah bir tiyatro salonu yapılmış. Sıcacık ve samimi bir şekilde karşılıyor sizi. Bu yüzden ilk artıyı burdan aldı benim gözümde. Yeni ve 7. mekanı Dotkanyonda, 160 kişilik salonuyla hizmet veriyor. Murat Daltaban bunu, "Büyük salon bizim seyirciyle yakaladığımız o sıcak ve canlı enerjiyi kaybetmemize sebep olur" diye açıklıyor.





6 Şubat 2015 Cuma

Nehrin Sularında Varyasyonsuz Bir Aşk

Oyun Atölyesi: Nehir


27 Aralık Cumartesi günü, aylardır bilet bulmaya çalıştığım, izleyen herkesi kıskandığım ve bu sezon da izleyemezsem kendime en büyük haksızlığı yapacağımı düşündüğüm Nehir oyununu izlemek için Oyun Atölyesi'ndeydim. Oyundan önce; çok sevdiğim ve ilerde meslek olarak yapmak istediğim oyunculuk alanında kendime idol olarak gördüğüm, karakterini, oyunculuğunu çok beğendiğim ve birazdan izleyeceğim oyunda kendisine bir kez daha hayran kalacağım sevgili Canan Ergüder'le buluşup sohbet ettim. Canan Ergüder, bana gideceğim yolda güzel güzel tavsiyeler verirken birazdan izleyeceğim oyunda oynayacak olan Ayça Bingöl geldi. Onunla da tanıştım ve kısa bir sohbetimiz oldu. Biz sohbetimize devam ederken, çocukluğumda kahkahalarla izlediğim 'Tatlı Hayat' dizisiyle gönlümü fethetmeyi başaran, oyunculuğuyla benim için adeta bir belgesel olan Haluk Bilginer cafeye geldi ve bizim oturduğumuz masaya doğru gelip selam verdi. Canan Ergüder bizi tanıştırdığında elini uzatıp, o muhteşem tonlamalı ve yerinde vurgulu sesiyle bana "Merhaba, hoşgeldiniz" demesiyle bile ne kadar alçakgönüllü ve kibar biri olduğuna bir kez daha şahit oldum. Böylece birazdan izleyeceğim oyunun bütün oyuncularıyla tanışmış oldum. Buraya bir parantez açmak istiyorum: Oyun Atölyesi gerçekten çok kaliteli oyunlara ev sahipliği yapıyor. Benim en keyif aldığım salondur. Her gittiğimde yüreğim ferahlıyor ve huzur depolayıp öyle ayrıldığımı hissediyorum. Aile ortamı gibi, sıcacık ve samimi. Oyuncu-Seyirci ilişkisinde kırmızı net çizgiler yok ve bu bizim ihtiyacımız olan en önemli olgulardan biri. Ayrıca Haluk Bilginer ve ekibine sadece üstün yetenekleri için değil, kararlı ve kuvvetli tiyatro idealistleri oldukları için de hayranlık duyuyorum. Şimdi konumuza dönebiliriz. Oyunun oynanacağı salona doğru geçtim ve bence 210 kişilik salonun en güzel koltuğunu kapmıştım! :) Salonun küçük olması, sahneyi her açıdan rahatlıkla görebileceğiniz ve samimi bir ortam yaratıyor. Ve oyun başlıyor..