Pages

Slider

14 Şubat 2016 Pazar

Yüzerken Yardığın Su Birleşir Arkanda-Bunu Ben de Yaparım!

Dün akşam Dot Tiyatro'nun Kanyon'daki yeni sahnesinde, yepyeni oyunları 'Bunu Ben De Yaparım' (orjinal ismiyle Nipplejesus)ın prömiyerindeydim. AVM içine yapılan sahneleri bir türlü sevemesem de, Dot Tiyatro sahnesini AVMden çok güzel soyutlamış, modern, ferah bir tiyatro salonu yapılmış. Sıcacık ve samimi bir şekilde karşılıyor sizi. Bu yüzden ilk artıyı burdan aldı benim gözümde. Yeni ve 7. mekanı Dotkanyonda, 160 kişilik salonuyla hizmet veriyor. Murat Daltaban bunu, "Büyük salon bizim seyirciyle yakaladığımız o sıcak ve canlı enerjiyi kaybetmemize sebep olur" diye açıklıyor.







Kültür sanat alanına eleştirel yaklaşımlı, tansiyonlu tiyatroyu katmak, seyircinin güncel ve toplumsal konular üzerinde düşünme ve sorgulama dinamiğini canlı kılmayı amaçlayan, kendi sesini oluşturmaya çalışan bir fikir tiyatrosu olan Dot, oyunlarında çoğunlukla yabancı yazarlara yer veriyor. (Bir iki sene içerisinde çok iyi, seyirciyi hayal kırıklığına uğratmayak Türkçe metinlere de yer vereceklerini söylüyor Murat Daltaban.) Uzun zamandır beklediğim ve prova sürecinden beri takipte olduğum oyunun yazarı Nick Hornby. Hornby, kıvrak zekasıyla günümüz insanının hallerini komik olma amacı gütmeden, olağan halleriyle ortaya koymuş. Oyun çevirisi Melisa Kesmez ve oyunun yönetmeni Serkan Salihoğlu tarafından metnin akışını bozmadan, yazarla çelişmeden, amacından şapmadan yapılmış. Serkan Salihoğlu, yalın, incelikli ve sağlam rejisiyle oyunu seyirciyle buluşturmuş.

Oyunun dekoru beyaz bir perdenin önünde saksı içindeki küçük bir soğan ağacı, bir tabure ve küçük bir iş çantasından ibaret olan bir sanat galerisinin bir bölümünü yansıtıyor.

Gelelim oyunun konusuna;

"Bana kimse ne olduğunu anlatmadı. Bana kimse benim gibi birine neden ihtiyaçları olduğunu anlatmadı… "

Dave, evli ve iki çocuk babası, 38 yaşında, 1.83 boyunda ve 85 kilo bir adam. Bir dönem geçimini gece kulubünde bodyguardlık yaparak sağlar ama sonra eşi Lisa'ya söz verdiği için şimdi güncel sanat galerisindeki eserlerin güvenlik görevlisidir. Dini hassasiyetleri kışkırttığı düşünülen sanat eserlerini korumakla görevlendirilir ve oyun da tam da bu süreçteki duygu, düşünce ve olayları konu alır.

60 dakika boyunca; Dave bize onu çok seven eşi Lisa'yla olan ilişkilerinden, günlük hayattaki insan çelişkilerine, insanların sanata uzaktan/yakından bakışına, sanatın sansür ve muhafazakârlıkla olan savaşına, neyin sanat olup olmadığına ya da sanatın ne olup olmadığına götürüyor. Naif, samimi, kafası karışık, algıları açık, komik, sempatik, ama aynı zamanda da duygusal, içimizden biri olan bu adamın sanatla imtihanını ya da sanatın bu adamla imtihanını izliyoruz.

"Bütün bunlar bize bir şey söylemeye çalışıyor, değil mi? Bütün bunların bir mesajı olmalı."

Dave, koruması altındaki (orjinal ismi 'nipplejesus' olan) binlerce meme fotoğrafından yapılmış İsa tablosunun karşısında insanların yaklaşımına, tablonun yaratıcısına, tv sunucusundan, politikacısına kadar herkesi gözlemleyen ve bu gözlemlerini en doğal haliyle bizlere aktaran kıvrak zekalı bir adam.


İbrahim Selim, oyun boyunca doğallıyla beni kendine hayran bırakan insan... Tek kişilik nefis bir oyunculuk sergiliyor. Yumuşacık, samimi, depderin, akıcı ve metnin hakkını her kelimesine kadar veren bir oyunculuk örneği. Mimikleri, komik bir olayı anlatırkenki ciddiliği, ses değişimleri ve bu değişimi oyuna öyle güzel yedirişi size dakikaların nasıl geçtiğini anlamadan, her şeyi unutturarak oyunun içine dahil ediyor. Öfkesini de, üzüntüsünü de, naifliğini de gözlerinden anlıyorsunuz. Sanki şahit olduğunuz bir olay gibi her detayı karşınızda. Hatta bir ara Martha'nın misket limonu yeşili ceketine kadar gördüğümü anımsıyorum. 'Bunu Ben De Yaparım' demeyin, bunu İbrahim Selim'den başkası yapamazdı. Çünkü ilk o düşündü!

"Yüzerken yardığın su, birleşir arkanda.."




Oyundan sonra kendisiyle tanışıp sohbet etme imkanı da buldum ve samimiyeti sadece sahne üzerinde değilmiş diye düşünürken, en çok üzüldüğüm şey; İbrahim Selim ile tanışmakta geciktiğim ve daha önceki oyunlarını izleyememem oldu. Bundan sonra sıkı takipçisiyim kendisinin.

Diyeceklerim bundan çok daha fazlası ama siz gidin, görün. Gördüklerinize gülecek güldüğünüzden çok daha fazla düşüneceksiniz...


Oyun programı ve biletler için:


BUNU BEN DE YAPARIM ! / NIPPLEJESUS

Yazan: NICK HORNBY

Yöneten: SERKAN SALİHOĞLU

Çeviren: MELİSA KESMEZ, SERKAN SALİHOĞLU

Oyuncu: İBRAHİM SELİM

Dramaturg: MELİSA KESMEZ

Işık Tasarımı: SERKAN SALİHOĞLU

Ses Tasarımı: ÖZGEHAN ÖZTURAN

Afiş Tasarımı: HALUK TUNCAY

Afiş Fotoğrafı: SERDAR TANYELİ

Oyun Tanıtım Fotoğrafları: AYŞEGÜL KARACAN

Proje Ekibi: UĞUR BARAN, BARIŞ AYTAÇ, ATAKAN AKARSU

Mekan Yönetimi: AYŞEGÜL BEYAZDAĞ, ÖZER ERGUVAN

Teşekkürler: ERDEM AVŞAR, CEM YILMAZER


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder